Nehir, dalga dalga ilerleyen yol,
Kesintisiz bir akış.
Suyun başı, kanal, ağız
Bütün bunlar bölünebilir mi hiç?
Hepimiz her gün özel bir sorunla karşı karşıya kalırız. Geçmişimizle hesaplaşmalı, bugünümüzle yüzleşmeli, geleceğimizi planlamalıyız.
Yaşamın ‘eski günlerde‘ daha iyi olduğuna inananların gözleri bazen bugünün gerçeğine kördür; sadece bugün için yaşayanlar çoğu zaman daha önce gelenlere ve daha sonra gelecek olanlara pek fazla aldırmazlar; sadece gecikmiş bir ödül için yaşayanlar ise genellikle büyük bir yadsıyışla olanca güçlerini harcarlar. Geçmişi, şimdiyi ve geleceği düşünmek yararlı bir kavramsal tekniktir, ancak bunlar eninde sonunda uygun bir biçimde dengelenmeli ve geliştirilmelidir.
Nasıl ki bir nehrin bölümleri birbirinden kesin bir biçimde ayrılamaz, biz de yaşamımızı nasıl geçireceğimize karar verirken zamanı sürekli bir akış olarak değerlendirmeliyiz.
G.D.-
Dün ve yarın bugünde buluşurlar ya, bu buluşma anını farkındalık içinde yaşamalı.
Yaşanan an, ‘geçen’in sentezi ile, ‘gelecek olan’ın analizine fırsat veren
eşsiz bir potansiyel içerir, ola ki endişe, kaygı ve beklentilerle harcanmasın.
benzeşse de olgular,
tekrar yoktur hiç evrende.
değişir mekan/zaman kesişimi,
değişir noktanın koşulları.
ne bulut aynı kalır, ne deniz,
ne tohum, ne ‘masum’, ne de biz!
bunca bilinmezlik ortasında,
bedenin mühendisi zihin,
ölçüp biçerken olasılıkları,
yürekteki sanatçı dalar yaşama.
andadır, anlıktır duyumsayışı,
ve aracısız deneyimler,
o sınırsız akışı.