Ölüm korkusunu sömüren
Kurtuluş umudu vadeden
Zalim ve kaba liderlerin peşinden gitmeyelim.
Eğer gerçekten mutluysak,
Hiçbir şey yoktur bize sunacakları.
Kimi liderler izdeş kazanmak için gözdağı verirler. İnsanları ‘iyi’ davranışlara zorlamak ve onları cennet düşüncesiyle gütmek için ölümden medet umarlar.
Ötekilerse büyük vaatlerle insanların gönlünü kazanmaya çalışırlar. Eğer bu sizi tatmin etmezse, kendinizi cennetteymiş gibi hissettiren bir mutluluk teklif ederler. Bunu da yeterli bulmazsanız, başarının yollarını önerirler size. Veya yalnız iseniz, kabul göreceğiniz bir ortamdır size sundukları.
Ama ölümden korkmuyorsak ve mutluysak, bu tür liderlerin bize satabilecekleri ne olabilir ki? Maneviyat, günlük yaşamın organik bir bölümüdür, profesyonel biri tarafından dağıtılan bir şey değil! Gerçek maneviyat kurtuluştur, yalnızca gerçekliğin yanılgılarından değil, dinin yanılgılarından da kurtuluştur. Ölüm korkusundan kurtulup, yaşamın içinden çıkan tutarlı bir sağlık yoluna, anlayış ve kavrayış yoluna ulaştığımızda mutluluk bizimdir. Ki o zaman sahte önderlere gereksinimimiz kalmaz.
G.D:-
doğada ne çok öğretmen var!
hele de ağaçlar!
bunca söz ve bilgi kirliliğinde,
onlar bilir, ama konuşmazlar.
yaşamı sentezler de gün ışığında,
‘sözüm meclisten dışarı’
bazılarımız misali,
pazarlamazlar cenneti!
beraberce, ama özgürce
dal dal, yol yol uzanırlar semaya.
ne kadar benzeşse de ağaç olmak asalda,
birinden diğerine, bir andan ötekine,
hiçbir hal aynı kalmaz, doğanın ustalığında.
rüzgarla dansı farklıdır her yaprağın.
farklıdır, güze dönüşü, yere süzülüşü,
hele de ilk yaz’a gülümseyişi!
çiçekleri çeşitlenir renklerce,
aynı özsu dolanırken damarlarında.
ve manzaraya uyumun zirvesinde,
değişirler mevsimlerce, yıllarca.
defalarca doğarken sonlara inat,
ayakta ölürler, yaygarasızca.
evet, guru arıyorsam,
bir ağacı seçerim.
öğretisi zor gelirse eğer,
eteğinde oturup
alemi seyreylerim!