Devinim, nesneler, konuşma ve sözcükler
Büyük sembollerle iletişim kuruyoruz.
Onlara ‘nesnel’ diyoruz
Oysa kendi bakış açımızdan kaçamayız.
Zihinler arasında dolaysız iletişim kuramıyoruz, o nedenle yanlış yorumlama her zaman sorun oluyor. Yanlış iletişim, hareketlere, işaretlere, konuşmaya ve yazılı söze ayak bağıdır, engeldir. Aynı olaya tanık olan bir düzine kişi tek bir konuda bile fikir birliğine varamaz. Bir sirk sihirbazının kurduğu kartlarda her birimiz farklı şeyler görürüz. Yani sonsuza değin öznelliğimizin mahkumuyuz.
Doğu felsefesi dünyada mutlak bir gerçeklik olmadığını, sadece belirsizliğin farklı dereceleri olduğunu savunur. Bilge kişi pratiktir, sözcüklerin mükemmel olmadığını bilir, bu nedenle de onlara sınırlı ölçüde önem verir. Sembol, gerçekle aynı değildir.
G.D.-
Her sembol bir şifredir ancak, farklı zihinsel kilitleri uyaran. Bu yüzden özneldir, kişiye görelidir tesiri. Aslolan kilitlerin kalkmasıyla kapının ardında gizlenen gerçeğe uzanabilmektir.
nesnellik, sabitleme çabasıdır gerçeği.
aklın matriksine konuçlandırmak,
dizgelemek, düzenlemek meylidir,
yaşanana uyarlamak adına.
oysa salt değişendir 0,
dokunup kaçan,
yakınken uzaklaşan,
bakılan noktada kaybolup,
az ötede belirendir.
ancak içselliğin kuralsızlığında,
mekansız ve zamansızlığında,
fark edilir,
ve fark yaratır,
kimsenin haberi olmadan,
kişinin dopdolu yalnızlığında.