yönlendirme

Gezegenler güneşin etrafında döner;
Biçimler ise zihnin.

Biz kişiliklerimizdeki farklı yönlerin bir araya gelip somutlaşmış haliyiz; bunlar bizim formlarımız, şekilleniş biçimimizdir. Eğer dikkatli olmazsak bu karmaşıklık kafamızı karıştırabilir. Hiçbir parçamızı yadsımamalıyız. Onları düzenlemeliyiz. Bütün ögelerin bir yeri, bir işlevi vardır – sadece doğru bir bağlam içine yerleştirilmelidirler.

Çok çeşitli yönleri olan bir kişilik, bazı yönlerin ötekilerini dışlayarak egemenlik kurması durumunda sorun yaratabilir. Bu, dengesizlik durumudur. Tüm yönler arasında sürekli ve karşılıklı bir etkileşim varsa denge mümkündür. Tıpkı gezegenler gibi duygular, içgüdüler ve heyecanlar da sürekli dönüşümlü bir düzen içinde tutulmalıdır. Bu durumda her şeyin bir yeri vardır ve aşırılığa ilişkin sorunlar ortadan kalkar.

Güneş nasıl güneş sistemimizin merkezindeyse, bilge zihin de bizim çeşitli kişiliklerimizin merkezinde olmalıdır.


G.D.-

Denge, daima bir referans noktası arar. Aslında yaşadığımız sorunların çoğu, değişmeyen bir referans noktamızın olmamasından kaynaklanır. Salt bu ihtiyaçla katı öğretilere yönelir çoğu kişi, kendilerine sunulan reçetenin güvencesinde yaşamak çok daha kolaydır çünkü. Oysa insan, evren denli değişkendir, kuantum alanının gizeminde doğar ve kaybolur nice dayanak. Bir merkez olmalı evet, tek bir nokta, değişmeyen… O nokta ki, evrenin mihengi noktası, nice bilgelerce, nice ömürlerce aranan…


yürek merkeze çeker insanı,
zihinse dağıtır çepere doğru.
uzakların sunduğu daha fazladır sanki,
daha renkli, daha keyifli ve çok daha kolay!
oysa merkeze doğru daralır çember,
yoğunlaşır deneyim,
işte bu yüzden,
çok daha zorludur seçim.
ama ışığı gören yönünü bilir,
karanlığa bakmadan bile,
aydınlığına yönelir.