çelişkiler


çılgınlığım, masumluğuma karşı,
yılgınlığım, işlevselliğime.
dalgınlığım, belleğime karşı,
dargınlığım, uzlaşmama.
coşkum, hüznüme karşı,

kuşkum, güvencelere.
korkum, sevgime karşı,
güneşim, gecelere.
kişiliğim, bencilliğe karşı,

kimliğim, bireyciliğe.
yaklaşımım, çevreme karşı,
uzaklaşmam, kendime.
ilgim, zorunluluğa karşı,

bilgim, bilinmeyene.
ilişkim, bağımlılığa karşı,
çelişkim, tutarlılığa.
sorunum, çözüme karşı,

yazdıklarım sözüme.
ve sürekli yanılgılarda,
sözüm, özüme karşı.

neden hüzün bir anda?
gönül başka, akıl başka makamda.
sızlıyor içimde bir yer, orada,
belirsiz bir koordinatta, ya da boyutta.
inişlerde miyim, yükselişte mi?

gelişmede miyim, çekişmede mi?
sönüyor mu uyanış, titreşmede mi?
ben miyim soru soran,
yoksa sorgulanan ben mi?
bilmek hem kolay, hem zor:

bu yanlış, bu da doğru!
dalmak mı derinlere,
yüzmek mi sığa doğru?
şükür ki çırpınışlar sadece sana doğru…

konuşmadan anlaşabilmek,
yakınlaşabilmek, esir almadan.
dokunmadan bütünleşmeyi,
nefreti bile sevmeyi bilmek.
şeffaf olmak, çıplaklaşmadan,

saflaşabilmek, bayağılaşmadan.
sürü teki olmadan tümleşebilmek,
ve insanlaşabilmek, robotlaşmadan.
farklılaşmak mı beklenen, farkındalık üzere?

aynileşmek mi, yekdiğeriyle evrende?
yoksa başkalaşım mı bütünleşmeye gebe?

yollar hem ayırır, hem buluşturur mekanları,
amaçlar kah böler, kah uzlaştırır insanları.
rüzgar söndürür mü, körükler mi alevleri?
aynı Güneş kavurur mu, yaşatır mı bitkileri?
konuşmanın anlamı ne sesler duyulmazsa,

sesleri niteleyen sessizlik var olmasa?
gözlerle görülüp, dokunulan şey gerçekse,
görüp dokunulmayan rüyaların gerçeği ne?
sevgide olmak da mümkün, boğulmak da,

bilgiyle doğrulmak da, yanılmak da.
beyaz yansıtır da, yutar ya siyah perde,
doğrudan yanlışa geçilen çizgi nerede?