Yol

Meditasyon


Meditasyon Taocu uygulamanın temel direğidir. Meditasyon olmadan diğer Taocu sanatların içi boşalır. Qi’nin devinimi, dengelenmesi ve dönüştürülmesine yönelik içsel simyevi yöntemler, imgeleme metodları, arınma teknikleri, kutsal metinleri melodiyle okuma, rüya pratikleri, astral uçuşlar ve nefesi takip etme gibi çok çeşitli Taocu meditasyon uygulamaları vardır. Taocu meditasyonun farklı hedefleri olabilir –ruhsallığa, sağlık kalitesini yükselmeye veya tedaviye yönelik gibi.

Ritüeller ve maji ayinleri de meditasyon kategorisi altında yer alır. Ritüel ve seremoni, bir tür dışsal grup meditasyon formu olarak düşünülebilir. Bireysel meditasyon esnasında içsel nitelikte gerçekleşen arınma ve Yin-Yang uyumlanma süreçlerinin çoğu, Taocu ritüel ve seremoni sırasında topluluğa ve çevresine sosyal bir ahenk yaratacak biçimde yayılır; insanlara ve ait oldukları topluma denge ve huzur sağlar. Maji ritüelleri, talismanlar üzerinde çalışmayı, Taocu panteonun yücelerinden bir veya birden fazlasını yardıma çağırmayı veya kişinin Qi enerjisini şifa vermek, negatif tesirleri bastırmak veya pozitif güçleri kendine çekebilmek amacıyla bedeninden öteye genişletme pratiğini içerir.

Genelde meditasyon oturarak yapılan bir eylem olarak düşünülse de, Taocular ayakta durarak, yürüyerek, yatarak veya farklı hareketlerle de meditasyon yaparlar. Bu farklılıklar kişinin meditasyonu gündelik yaşamının değişkenliğine entegre edebilmesini sağlar.

Taocu meditasyon, kişiyi meditasyon seansının ana bölümü için alıcı konuma getirmek amacıyla daima gevşeme teknikleriyle başlar. Meditasyonun odağı uygulamaya bağlı olarak değişiklik gösterir –odaklanan, bir imge, nefesin giriş ve çıkışı, bedende belli bir bölge, bir talisman, Qi’nin devinimi ve arındırılması veya zihinsel aktivitenin niteliği olabilir.

Özellikle ilginç olan Taocu içsel simyevi meditasyonlardır. Burada kişi bir mantraya, koana veya imgeye odaklanmak yerine kendi Qi enerjisini meditasyon objesi olarak kullanır. Lieh Tzu’nun dediği gibi, “Zihin yol gösterir, Qi takip eder.” Zihin bedendeki belli enerji merkezlerine odaklandığında, o bölgedeki Qi hemen harekete geçer. Qi’nin aktivitesi ise karıncalanma, ısınma, genleşme, çarpıntı, titreme, şişme veya kabarma gibi klasik belirtilerle farkedilir.

Genel olarak bu meditasyonlar orijinal Qi’nin depolandığı alt Dan Tian’a odaklanarak başlar. Aktive edildikten sonra ise Qi, tıkanıklık ve engelleme olmadan güçlü bir şekilde akana dek akupunktur kanalları boyunca yönlendirilebilir. Bu aşamada, bedenimizde halen mevcut olan Qi’yi muhafaza etmemiz, enerji bedenlerimizdeki ‘delikleri’ tıkamamız son derece önemlidir.


Beş renk gözü kör eder,

Beş renkse, kulağı sağır.
Beş çeşni, tat alma duyusunu köreltir.
Fazla düşünmek zihni zayıf düşürür,
Arzular ise kalbi öldürür.

-Lao Tzu, Tao Te Ching, 12.Bölüm


Bedenimizdeki Qi’yi tüketen temel ‘hırsız’lar şunlardır: Olumsuz duygusal yönelimlerde aşırılığa kaçmak, duyumsal girdilerin çok fazla olması ve üreme sistemimiz. Yaşam içinde olumsuz duyguların varlığı gerekli, hatta şarttır; ancak kronikleştikleri taktirde kişiyi takatten düşürürler. Duyumsal girdiler hoş olabilir, ama fazlasıyla dışsal duyumlara düşkün olmak, iç organlardaki Qi’yi tüketen bağımlı ve zorlayıcı uyarımları doğurur. Üreme sistemi aracılığıyla oluşan Qi kayıplarından ise ileride daha fazla bahsedeceğiz.

Taocu meditatörün Qi’yi aktive etmeye ve yönlendirmeye odaklanmasıyla beraber Qi’nin arınma süreci de başlar. Qi’nin çok olması yeterli değildir, aynı zamanda korunmuş, arınmış, dengelenmiş ve erdemli Qi’ye dönüştürülmüş olması gerekir. Daha önce de bahsi geçtiği üzere, zihnin ve bedenin tüm hareketleri Qi tarafından motive edilir. Qi, bilinçliliğin üzerinde hüküm sürdüğü bir kaidedir. Erdemli ve aydınlanmış bir zihne sahip olmak için, kişinin Qi’sinin temiz olması şarttır.

Tao’cu simyada Qi’nin işlenmesi, onun bedendeki çeşitli merkezlerde ve kanallarda toplanması, dengelenmesi ve dönüştürülmesi ile gerçekleşir. Böylece beden olumsuz duygulardan arınır, olumlu ve erdemli tavırlar vücut bulur. İşte bu erdemli tavırlar, ‘ölümsüz beden’in temelini teşkil eder. Bazı Taocu meditasyonlar ise, duyu organlarının Qi’sini kendilerine tekabül eden iç organlarla bağlantılandırarak “anne ve oğulu bir araya getirme” amacına yöneliktir.

Temelde jing’in Qi’ye, Qi’nin shen’e ve shen’in boşluğa dönüştürülmesi meditasyon uygulamaları sayesinde gerçekleşir. Diğer tüm pratikler ise meditasyona destek verir niteliktedir.


Qi Gong

Qi enerji veya nefes, gong ise beceri demektir. Bu nedenle nefes eğitimine yönelik herhangi bir Taocu uygulama, Qi Gong pratiği olarak tanımlanabilir. En önemli eğitim nefes alış-verişin çok doğal hale getirilmesidir. Doğal nefesin özellikleri, sessiz, yumuşak, düzenli, uzun ve derin olmasıdır. Her düşünce ve duygu nefeste kaydolur. Örneğin, bir matematik problemine konsantre olduğumuzda nefesimizi tutarız, cinsel uyarımda kısa ve hızlı nefes alıp veririz, canımız sıkkın olduğunda içimizi çeker ve nefesimizin zorlandığını hissederiz. Buna karşın nefesimizdeki her değişim de zihnimizi etkiler. Nefesin doğal dinlenme moduna dönüşü, hem beden, hem de zihin için çok faydalı ve şifalandırıcı olan ‘gevşeme’ reaksiyonunu tetikler. Böylesi derin bir gevşeme hali ise, gerçek ‘içsel nefes’in ortaya çıkmasına yol açar ve bilge zihnin enerji atı olan erdemli Qi’yi yaratır.

Taocuların Qi Gong uygulamalarının farklı nedenleri vardır. Taocu, sağlık ve zindelik adına, dövüş sanatlarındaki becerisini arttırmak veya ruhsal yönden gelişmek amacıyla Qi Gong çalışmayı seçebilir. Taocu usta için Qi Gong Üç Hazine’yi beslemeye hizmet eder. Daha yoğun fiziksel aktivite içeren Qi Gong egzersizleri, enerji bedeninin süptil ağının onarılmasını ve güçlenmesini, böylece Qi’nin hareket edebilmesi ve arındırılabilmesi için güçlü ve esnek bir matriksin oluşmasını sağlar. Bazı Qi Gong duruşları ise, kişinin doğada mevcut olan insan-ötesi Qi’nin sınırsız reservine dokunabilmesi için temel oluşturmak üzere enerjisini ‘topraklama’sını sağlar.

Amerikalı kızılderililer gibi, eski Taocu şamanlar da hayvan enerjileriyle bağlantı kurarak doğanın güçleriyle denge ve uyumun tesis edilebileceğini farkettiler. Hsia hanedanının Taocu imparatoru Büyük Yü, gök ve yeryüzü arasındaki uyumu sağlamak ve topraklarındaki selleri durdurabilmek amacıyla bir ayının hareketlerini taklit eden adımlarla vecd halinde dansetmişti. ‘Yü’nün Adımı‘ olarak bilinen bu dans, Taocu ritüellerde günümüzde de uygulanmaktadır.

Taocular bu farkındalığı kısa sürede bedenlerindeki mikrokozmosa da taşıdılar. Qi Gong‘un bilinen en eski formlarından çoğu hayvan hareketlerinden türemiştir. İ.Ö. 2. yüzyıldan kalma King Ma’nın mezarında 1973 yılında bulunan ‘Klasik Qi Gong’ illüstrasyonlarında, sağlığı korumaya ve belli başlı hastalıkları tedavi etmeye yönelik 40’dan fazla Qi Gong duruşu resmedilir. Bu duruşların yarısından fazlası hayvan hareketlerinden esinlenmiştir. 2. yüzyılın ünlü Taocu doktorlarından Hua T’o şöyle yazmıştı: “Akan su atıl kalmaz; işleyen kapı menteşesi paslanmaz.” Bu düşünceyle, Hua T’o hastaları için turna, ayı, maymun, geyik ve kaplan hareketlerini esas alan Wu Jin Xi (Wu Chin His) veya “Beş Hayvan Sıçrayışı“ olarak bilinen bir dizi Qi Gong egzersizi tasarladı.

Öncelikle kas gelişimi ile kalp ve damar sağlığına odaklanan Batı’nın egzersiz anlayışından farklı olarak, Qi Gong disiplini içsel sistemlerin güçlendirilmesini önemser. Duyu organları (göz, kulak, vs.), tendonlar ve lifler, üreme organları gibi çeşitli iç organları besleyen belirli egzersizler söz konusudur. Hatta kemik yapısını ve ilik dokusunu güçlendiren bir Qi Gong egzersiz sistemi bile mevcuttur.

Düzenli olarak yapılan Qi Gong egzersizlerinin, kişinin yüksek seviyede elektrik, manyetik ve sub sonik dalga yayma yeteneğini arttırdığı bilimsel olarak saptanmıştır. Qi üzerinde çalışanların bu yeteneği Çinde şifa alanında geniş ölçüde değerlendirilmektedir. Günümüzde Çinde yüzlerce Qi Gong hastanesi ve kliniği mevcuttur. Bu merkezlerde Qi Gong terapisi, ya tek başına veya akupunktur, bitkisel yöntemler ve Batı tıbbıyla işbirliği içinde romatizmadan kansere kadar pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır.


Çin Tıbbı

Ruhsal uygulamaların meyve vermesi uzun zaman alır. Sağlıklı ve uzun bir hayat bu konuda başarılı olabilmenin temelini hazırlar. Bu yüzden, saygın Taocu Ko Hung simya alanındaki ünlü eseri Pao-pu-tzu’da şöyle yazmıştır: “Taocular arasında, Taocu sanatlarla paralel olarak tıp sanatlarını çalışmayan tek bir kişi bile yoktu.” [1]

İlk olarak, toplumdan uzak meditasyona çekilebilmesi için, Taocunun kendi kendine yeterli olması ve salt sağlıklı kalabilmek adına da şifa yöntemlerini bilmesi gerekiyordu.

İkinci olarak, daha önce Beş Evre başlığı altında ifade edildiği üzere tüm iç organların enerjik, duygusal, ruhsal ve kozmik bağıntıları söz konusudur. A.B.D.’nin güneybatısında yaşayan Dineh veya Nevajo insanları gibi, ilk Taocular da sağlığı sadece içsel bir denge öğesi olarak değil, aynı zamanda kişi ile doğa güçleri ve kozmos arasında bir denge sağlayıcı olarak gördüler.

Organları güçlendirmeyi ve aralarındaki denge ve akışı korumayı öğrenerek, kişiyi olumsuz mevsimsel ve astrolojik tesirlere karşı savunmasız bırakan bazı içsel zayıflıkları telafi etmek mümkündür. Hastalık ve felaketler, insanların Tao ile uyumu yitirdiklerinin bir göstergesidir. Çare ise, doğayla, toplumla ve içsel alanlarla doğru bir ilişkilenmeyi yeniden kurmakta yatar. Doktoru temsil eden eski bir Çin karakterinde, oklarla dolu bir sadak tutan ve vecd içinde dans eden bir şaman tasvir edilir. Muhtemelen oklar şer tesirleri kovmak için kullanılıyordu. Daha sonra bu konsept akupunktur iğnelerinin kullanımına kadar uzanmıştır. Bu şamanların çoğu, hatta çoğunluğu, kadındı. Transa geçip ruhsal alemde dolanırlar veya bir sorunun nedenini teşhis etmek için yücelere kanallık yaparlardı.

Çin tıbbı sonraları Yin ve Yang, Qi ve Kan, Beş Element ve iç organ bağıntıları, Üç Hazine ve diğer bazı teşhis sistemlerini de içine alacak biçimde genişledi.

Çin tıbbı hastalıkların nedenlerini Dışsal Faktörler (çevre, iklim, astrolojik tesirler ve tabiat güçleri), İçsel Faktörler (yedi patolojik duygu, yani aşırı kızgınlık, haz, üzüntü, kaygı, hüzün, korku ve şok [2]) ve İçsel veya Dışsal Olmayan Faktörler (fazla çalışma, aşırı cinsellik) olarak sınıflara ayırır. Tedavi modları, meditasyon, diyet, şifalı bitkiler, Qi Gong, akupunktur, moxibustion (G.D. -hastalıkları tedavi etmek veya analjezik üretmek için deride pamuk veya diğer bazı maddelerin yakılması) ve masajı içerir.


Dövüş Sanatları ve Askeri Strateji

Dövüş ve savaş kavramları ruhsal çalışmayla çelişiyor gibi görünse de, ormanlarda ve dağlarda haydut sürülerinin kol gezerek seyahat edenleri avladığı Çinde sağ kalabilmek için kendini korumayı bilmek elzemdi. Ayrıca, bilgelikleri nedeniyle Taocular, ülkeleri tehdit altında olan krallara ve imparatorlara danışman olarak seçilirlerdi. Lao Tzu bile Tao Te Ching’in bir kaç bölümünü askeri tavsiyelere ayırmıştır. Sun Tzu’nun askeri stratejinin Taocu prensiplerini açıkladığı Savaş Sanatı (The Art of War) adlı el kitabı, 2000 yıldan uzun bir süredir, general George Patton da dahil olmak üzere, pek çok ülkenin generali tarafından okunmuş ve çalışılmıştır.

Taocu dövüş sanatları dünyaca ün yapmıştır. İnsanlar bu sanatları sadece kendilerini korumaya yönelik değil, sağlık, zindelik ve ruhsal gelişme amacıyla da uygularlar. Taocu dövüş sanatlarının en tanınmışlarından Taijiquan (Tai Chi Ch’uan) Yin ve Yang’ın karşılıklı etkileşimini temel alır ve bu prensiplerin derinlemesine idrak edilmesine hizmet eder. Bunun gibi, Xingyiquan (Hsing-I Ch’uan) Beş Element’e, Baquachang (Pa-Kua Chang) ise harekette Sekiz Trigram‘ın incelenmesine dayanır. Bu üç dövüş sanatı bedeni güçlendirir, Qi ve nefesi besler, akupunktur kanallarının esnekleşmesini ve açılmasını sağlar ve ruhu odaklar. Bu yüzden dövüş sanatları Taoculukta ruhsal pratiğin önemli bir yardımcısı ve destekleyicisidir.


Cinsel Uygulama (Jing Gong)

Cinsel uygulamalar en eski zamanlardan beri Taoculuk bünyesinde yer alır. 4600 yıl kadar önce Taocu Sarı İmparator Huang Ti’nin cinsel yoga sayesinde ölümsüzlük kazandığı, 100 yıllık başarılı hükümranlığının sonunda gün ortasında ‘cennete yükseldiği‘ rivayet edilir. O zamandan beri Taoculuk cinsel enerjiyle çalışmaya yönelik pek çok pratiği içerir. Bu uygulamalar amaçlarına göre farklı gruplara ayrılırlar.

Sağlıklı yaşamak ve ölümsüzlüğe ulaşmak için jing’in (cinsel enerji) korunması ve güçlendirilmesi hem tıp, hem de simyada merkezi bir yer tutar. Jing, erkeklerde boşalma yoluyla, kadınlarda ise aylık kanamalar sırasında ve doğum sürecinde tüketilir. Bu nedenle, erkekler için Jing Gong, cinsel enerjiyi koruma, güçlendirme, devindirme ve dönüştürme hedeflerinin temeli olarak boşalmayı kontrol etme metotları üzerinde yoğunlaşır. Kadınlar için ise Jing Gong, (‘kızıl dragonun katledilmesi‘ olarak bilinen) adetlerin kontrolüne yönelik egzersizlere ağırlık verir.

Taocu gelenekte cinsel sağlık ve hijyen genel bir kitleyi hedefler; bekarlığı seçmiş keşişler, aileler veya yoga ustaları, üreme sistemlerini sağlıklı tutmanın yollarını öğrenmekten eşit derecede yararlanırlar. Ayrıca uygulamalar arasında kadınlarda vajina kaslarını güçlendirmeye ve orgazmik potansiyeli arttırmaya yönelik ‘yeşim yumurta’ egzersizleri, göğüs ve haya masajları vardır.

Taocu literatür ve sözel gelenekler, kişinin partneriyle daha üst derecede cinsel haz ve uyum elde etmesini hedefleyen bazı pratiklerini de içerir. Bu kitaplar öncelikle evliler için yazılmış olup fang-chung (yatak odası sanatı) literatürü olarak anılır. Hindistan’ın Kama Sutra’sı ve Japonya’nın ‘yastık-altı kitapları‘ gibi, bu kitaplar da kişinin partnerini uyarması, cinsel refleksoloji, erkeklerde boşalma kontrolü ve kadınlarda uyarımı arttırmaya yönelik pozisyonların ve tekniklerin çeşitlemelerini sunar.

Erkekler Yang olarak bilinir – tıpkı ateş gibi, çabuk ısınan ve çabuk soğuyan. Buna karşın, kadınlar Yin’dir – su misali, kaynamaları uzun sürer, ancak sonra uzun süre sıcak kalırlar. Dengeyi kurmak için, erkek kadını kaynama noktasına getirinceye kadar ateşini sürdürme sanatını geliştirmelidir. Kadın ise, daha çabuk ve daha güçlü kaynamayı ve erkeğin ateşini gereğinden önce söndürmemeyi öğrenmelidir. İşte bu, Yin-Yang dengesinin Taocu sanatıdır.

Taocu ustaların cinselliğe yaklaşımı ise farklıdır; onlar salt haz almayı değil ölümsüzlüğü hedef alırlar. Bu yüzden Taocu kadın ve erkek ustalar, Yin ve Yang enerjilerini takas etmek, geliştirmek ve dengelemek adına elverişli bir pratik olarak cinsel birleşmeyi deneyimlerler. Çoğu Taocunun cinsellikten uzak kalarak ölümsüzlüğü hedeflemesine karşın, ikili işlem veya ‘aşılama‘ (kişinin partnerinden Yin veya Yang enerjisini ödünç alması) çoğu kişi tarafından içsel simyevi dönüşümün hızlı bir yolu olarak kabul edilir.


Diyet

Gıda, edinilmiş Qi’nin temel kaynağıdır ve bu yüzden de Taocu yoga uygulayıcısı tarafından göz ardı edilemez. Ancak diyet, günümüzde diyet kürlerinin çoğu fanatik takipçisinin benimsediği üzere ruhsal gelişmenin ana direği değil, sadece destekleyicisidir. [3]

Taocu diyet önerileri hem hafif, hem de esnektir. Aslında, I Ching’in 27. hexagramında (‘Beslenme‘) çekirdek trigramlar, 2. hexagrama (‘Alıcı‘) tekabül edecek şekilde sırf Yin çizgilerinden oluşur. Bu da diyette ana fikrin esneklik olduğunun bir işaretidir. Katı diyet öğretileri hiç bir zaman Taoculuğun bir parçası olmamıştır. Ölçülülük en başta gelen kuraldır – ne çok fazla, ne çok az. Aşırı yeme ve içme zihni yavaşlatır ve bedeni zorlar. Bunun dışında, çok az genel kısıtlama söz konusudur; alkol, kafein, tütüne bile belli ölçülerde izin verilir. Hatta eski zamanlardan kalma, şarabın niteliklerini öven Taocu içki şarkıları külliyatı bile mevcuttur.

Diyet ilkeleri, uygulayanın bedensel donanımına, dayanıklılığına ve mevsimlere bağlı olarak kişiden kişiye değişir. Gıda maddelerini sınıflamanın bir kaç yolu vardır. Bunlardan biri, yapıcı gıda ve temizleyici gıda ayrımıdır. Et, tahıl, nişastalı sebze ve meyveler gibi bedenin inşasına hizmet edenler yapıcı gıda maddeleridir. Temizleyici gıda sınıfına girenler ise yeşil yapraklı sebzeler, kereviz, Çin lahanası, çilek, domates, biber ve benzeri daha sulu gıda maddeleridir. Genel olarak dengeli bir diyet her iki kategorideki gıda maddelerinden oluşmalıdır. Sonbahar ve kış aylarında ısınmak ve enerji depolamak için yapıcı gıda maddeleri, ilkbahar ve yaz aylarında ise serinlemek ve sistemi temizlemek adına temizleyici gıda maddeleri daha büyük oranda tüketilmelidir.

Gıda sınıflamasında bir diğer sistem ise Beş Evre’yi temel alır. İdeal olarak kişi her gün beş tadın (ekşi, acı, tatlı, baharatlı ve tuzlu) hepsini içeren çeşitli gıdalar yemelidir. Hangi tadın ne oranda alınacağı ise mevsime ve kişinin metabolizmasına bağlı olarak değişir.

Hafif pişmiş yiyecekler çiğ olanlara tercih edilir. Çiğ gıda almak, yaş odunu yakmaya benzetilir – zor yanar, fazla duman ve atık madde çıkar, ama verdiği ısı azdır. Şehrin telaşlı temposundan uzak, tutku ve heyecanı tetikleyen pek az ‘akıl-çelen’in olduğu, temiz havalı ve bol güneşli dağlarda yaşayan yogi, genellikle sebze ve meyvelerden ibaret olan ve en sonunda sadece zindelik veren şifalı otlara indirgenen saf ve hafif bir diyet uygular. Eski Taocu klasik eserler, tahıl, et, sarımsak ve soğanın yogi için terkedilmesi gereken gıdalar olduğunu savunur. Tahıllı gıdaların Üç Dan Tian’da yerleşik olan Üç Solucan’ı beslediği ve yavaş yavaş kişinin yaşam gücünü tükettiği ifade edilir. Tahıllardaki enerji ağırdır ve yoğun olarak meditasyon yapan kişi zaten doğal olarak onlardan vazgeçmeye meyleder. Et yemekten de sakınılır, çünkü ustanın bedenindeki faydalı ‘periler’, “nefesi kendilerini yaralayan, uçup gitmelerine neden olan ve böylece yaşamı kısaltan ‘kan’dan korkarlar.”[4] Soğan ve sarımsak ise nefesin kötü kokmasına sebep olur ve içsel Qi üzerinde benzer biçimde kirletici etkileri olduğu düşünülür.

Tıpkı ateşin sönmesine izin vermek misali, kişinin sindirim sistemini güçsüz bıraktığı ve yavaşlattığı için oruç tutmak genellikle tercih edilmez. Ancak uzun bir ‘beden-dışı seyahat’ deneyimine hazırlanan Taocu usta için bir istisna söz konusudur. Bu durumda, yoginin bedenini terketmeden önce haftalarca hatta aylarca tam bir ‘nefesçi’ olarak hazırlanması gerekir. Yoksa bağırsaklarda kalan yiyecekler çürüyerek veya sertleşerek ustanın bedene dönüşünde ciddi sorunlara yol açabilir.[5] Bunun bir diğer avantajı da, kişinin erzağa gereksinim duymadan ‘dağ inzivası’nda meditasyon halinde uzun süre kalabilmesidir.

Genel olarak, şehirde yaşayan bir Taocu ile inzivadaki bir dağ yogisine uygun olan diyetler birbirinden oldukça farklıdır. İkinci yüzyılın Taocu simyacısı Ko Hung, Pao-p’u-tzu adlı eserinde şu uyarıda bulunur: “Eğer size dünyayla bağlarınızı koparmak, evinizi terketmek ve bir tepede yaşamak uygun gelmiyorsa, Beş Tat’tan uzaklaşmayı başarmanız mümkün değildir. Eğer kendinizi sıkıntıya sokmak istemiyorsanız, nişastalı yiyeceklerden vazgeçmek yerine sadece diyetinizi dengeleyin, ki bunun için yüzlerce metot mevcut.”[6]

Eğer bir şehir insanı aşırı derecede hafif ve saf bir diyet uygulamaya kalkarsa, çevresel koşulların tesirlerine fazlaca duyarlı bir hale gelir ve kolaylıkla dengesini yitirip hastalanabilir. Bu nedenle şehirli Taocular çoğunlukla diyetlerine eser derecede et, alkol, kafein, beyaz un veya şeker ekleyerek ‘stratejik katışıklık’ uygularlar. Yine burada, ‘ölçülülük’ anahtar kelimedir ve bağımlılığa meyli olanlar tarafından asla bir tavsiye olarak yorumlanmamalıdır.


Feng Shui (Geomancy)

Spiritüel uygulamalar için elverişli bir mekanın seçilmesi Taocular için çok önemlidir. Qi, tıpkı bedenimizde olduğu gibi toprağın içinde ve üstünde de hareket halindedir. Bazı mekanlar, meditatöre içsel arayışında büyük ölçüde fayda sağlayacak derecede güçlü ve dengelenmiş enerji taşıdıkları için kutsal kabul edilir.

Feng rüzgar, shui ise su demektir. Böylece feng-shui, Qi’nin doğadaki akışının ayırdında olma sanatını ifade eder. Taocular, şiddetli rüzgarlardan, sellerden ve heyelandan korunaklı, suyu bol, manzarası güzel, heybetli kaya formasyonları olan sessiz bölgeleri tercih ederler. İnzivaya çekilinen yer, gerektiğinde ihtiyaç duyulan malzemeleri temin edebilmek adına bir köye veya kente yeterince yakın, ama aynı zamanda yalnızlığı garanti edecek derecede uzak olmalıdır. Mekanda güneş ve gölge, sıcak ve soğuk dengesi şarttır. Taocu yogilerin özümseyebileceği nitelikte güçlü Qi enerjisi yaydıkları için, çam ağaçlarının bolluğu büyük bir avantajdır.

Pek ender olsa da çevre koşulları gereğince dengede değilse, aynalar, ışıklar, talismanlar, kırmızı şeritler ve Pa Kua sembolleri gibi araçlarla geomantik (yeryüzü enerjisiyle ilgili) dengesizlikleri gidermek mümkün olabilir.

Beş Evre ve içsel Qi arasındaki yönlü bağlantılar da Taocular için büyük önem taşır. Taocu yogiler, bedenlerini güçlendirmek ve iç organlarını dengelemek amacıyla beş yönün Qi’sini kendilerine çekerler. Beş yönle ilişkili olan hayvan enerjileri de mevcuttur. Taocu usta, şer tesirlere karşı koruyucu bir kalkan oluşturmak üzere şamanistik yöntemlerle bu enerjileri de çağırmasını bilir.

Bir binanın konumunu saptamada, odaların yerlerini belirlemede ve içsel dekorasyonunda, Sekiz Trigram bağlantıları dikkate alınmalıdır. Konumlanmanın yönüne bağlı olarak ortaya çıkan belli tesirlerin yorumlanmasında ise geomantik pusulalar (lo-pan) sıkça kullanılır. Bu yorumlar, ailedeki her bireyin astrolojik doğum çizelgelerine bağlı olarak farklılık gösterir.


Astrology

Taocu uygulamalar için kutlu mekanlar olduğu gibi, kutlu zamanlar da vardır. Çin astrolojisi gökteki hareketleri insan anatomisine ve fizyolojisine ilişkilendirir. Her gün oniki adet ikişer saatlik dilimlere ayrılır. Her bir dilimde Qi bedendeki belli bir akupunktur kanalından diğerlerine oranla daha güçlü akar. Örneğin, sabahları 3:00 ile 5:00 arası, Qi akciğer meridyeninde daha kuvvetle dolanmaktadır. Yaşamın nefesini onlar aracılığıyla içimize çektiğimiz için, akciğerler ‘Qi’nin Ustası‘ olarak bilinir. Bu nedenle, kişinin Qi Gong uygulamasından optimum yarar sağlayacağı zaman, akciğerlere tekabül eden saatlerdir. Bu aynı zamanda akupunktur ile akciğer sorunlarının tedavisine en elverişli zaman dilimidir.

Güneş çok güçlü bir Qi enerjisine sahiptir ve dünya yaşamı üzerindeki tesiri aşikardır. Güneş, Yang enerjisinin özüdür; kalple ve ateş elementiyle bağlantılıdır. Dünyanın güneş etrafındaki yıllık turuna ‘Sarı Rota’ denir. Taocular 365 günlük bu devreyi, her biri aşağı yukarı 15 gün olan ve ‘mini-mevsim’ olarak bilinen 24 solar periyoda ayırırlar. Bu periyodlar ise omurganın 24 ayrı omuruna tekabül eder.

24 Qi Gong setinden oluşan bir Taocu uygulama vardır. Her set belli bir solar periyoda karşı gelir ve ilgili ‘mini-mevsim’in özgün Qi’siyle bağlantı kurmak için belirli saatlerde çalışılır. Diğer Qi Gong uygulamaları ise, güneş enerjisini özümseyebilmek için gün doğumundan hemen sonra ve gün batımından hemen önce tatbik edilir.

Güneşi baz alan bu sınıflamaya karşın, Çin takvimi ay kökenlidir ve başlangıç tarihi olarak Sarı İmparator Huang Ti’nin hükümranlığındaki ilk yeni ay alınır. Ay, Yin enerjisinin özüdür, böbreklerle ve su elementiyle bağlantılıdır.

Güneş ve ay enerjilerinin özellikle güçlü ve ulaşılabilir olduğu belirli günler vardır. Gündönümü ve ekinokslarda, güneş adeta durmuş gibidir. Taocular bu günlere ‘kapılar’ derler. Eski bir inanca göre ölümsüzlüğü arayan Taocular, bu semavi alanların her birine ölümsüzlük meyvesini bahşeden Tanrı tarafından karşılanmak üzere böylesi zamanlarda bu ‘kapılar’dan geçmelidirler.

Ayrıca, (Taocuların ‘Altın Kapı‘ dedikleri) İlkbahar Ekinoks’undan sonraki lunar aylardaki güneşsel cevheri ve (‘Doğu Kuyusu‘ denilen) Güz Ekinoks’undan sonraki aysal cevheri değerlendirmeye elverişli önemli kutsal günler de mevcuttur. Genel olarak, güneşsel cevheri biriktirmek için en elverişli günler gündönümü ve ekinokslar, aysal cevheri biriktirmek için ise yeni ay ve dolunay günleridir.

Beş Evre çizelgesinde görüldüğü gibi gezegensel enerjiler beş iç organla doğrudan alakalıdır. Bu enerjiler Taocu usta tarafından kendine ve diğer insanlara şifa vermede kullanılır.

Yıldızlar ve burçlar da Taocu uygulayıcı için büyük önem taşır. Her yıldız ve burç, özgün bir Qi enerjisine sahiptir ve bedenin belli bölgelerini etkiler. Örneğin, Bushel olarak bilinen Büyük Ayı’nın yıldızları kafatasındaki yedi kemiğe ve bazı iç organlara tekabül eder. Gökyüzünün dört quadranındaki 28 burç ise, Beş Evre, Beş Yön ve beş iç organıyla bağlantılıdır.

Dokuz Göksel Alan‘ın giriş kapısı olarak kabul edilen Kuzey Yıldızı ise özel bir önem taşır. Dokuz Göksel Alan’ın enerjisi Kuzey Yıldızı aracılığıyla yayılır ve ustanın tepe çakrasında mor ışık olarak özümsenir. Bu enerji bedendeki Yang gücünü besler, arındırır ve dengeler.[7]



sonraki sayfa