Dünyada, doğada ve yeryüzünde form bulan ruhun kutsallığı
‘Tao Te Ching‘ şöyle der:
dünyayı geliştirmek mi istiyorsun?
mümkün değil, inanmıyorum.
dünya kutsaldır
daha iyi olamaz.
fazla kurcalarsan, zarar verirsin
ona bir nesne gibi davranırsan,
kaybedersin. [3]
Taocu üstat dünyayı müthiş gizemli, kutsallıkla dopdolu ve varolan her şeyin kutsal olduğu bir yer olarak görür.
Yüce Tao her yerde devinir.
herşey ondan doğar,
ama ondan varolmaz.
O sonsuz dünyaları besler,
ama onları sahiplenmez . [4]
En eski Taocu mitolojide, gökyüzü tüm yaradılmışların babası, yeryüzü ise annesi olarak ifade edilir.[5] Diğer mitlerde tanrıça ve tanrıların farklı versiyonları ve kozmozun doğuşu tasvir edilir. Ayrıca Vedik mitolojiyi anımsatan bir şekilde yeryüzünün bir yumurtadan çıkışını betimleyen hikayeler de mevcuttur.[6] Yeryüzü doğrudan bir tanrıça olarak değil de, Tao’nun temsilcisi olarak tanımlanabilen tanrıçanın bir parçası olarak düşünülür.
Tao çoğu Batılı için kavranılması zor, çok yabancı bir kavramdır. Tao Te Ching’in ilk beyitinin bizi uyardığı üzere, Tao kelimelerle anlatılamaz, ancak sezgilerle idrak edilebilir.[7] Tao, Batılı tanrıların çoğu gibi kişisel bir tanrı değil, ancak ilahi uyumdan daha azını ve muhteşem kaostan daha fazlasını vaadetmeyen (ki ikisi de aynı kapıya çıkar) yargısız bir güçtür.
Alan Watts’a göre
“…ilk olarak netleşmesi gereken şudur ki, Tao, yönetici, hükümdar, lider, mimar veya evrenin yaratıcısı anlamında bir ‘Tanrı’ değildir. Bir askeri ve siyasal süper başkan veya doğadışı bir yaratıcı imajının Tao’da yeri yoktur.”[8]
Lao Tzu (Tao Te Ching’in efsanevi yazarı), “Tao herşeyi besler ama onları yönetmez” sözleriyle aynı fikri dile getirir.[9]
Bu gücün erotik niteliği, başta Lao Tzu’nun dizeleri olmak üzere çok sayıda yazıda ifade edilmiştir. Watts’a göre Lao Tzu’nun çizdiği Tao imajı paternal değil, maternaldır. Söz konusu olan, kadınlara atfedilen karakterde pasif bir güçtür.[10]
“Tao, Yüce Anne olarak anılır: Bomboş ama tükenmiyen ve sonsuz dünyaları doğuran.”[11] Başka bir tercümede şöyle geçer: “O gizemli dişi olarak bilinir. Bu gizemli dişinin kapısı, gökyüzü ve yeryüzünün köküdür.”[12] Tao’yu içtenlikle kucaklayan bir üstat, yaşamında bu dişil enerjiyi tezahür ettirmesi yönünde Lao Tzu tarafından “erili tanı, ama dişili seç.” sözleriyle teşvik edilir.[13] Tao ile bağlantısı hakkında hiç de alçakgönüllü olmayan Lao Tzu, bu yakınlığı şu sözlerle dile getirir: “Ben sıradan insandan farklıyım. Ben Yüce Anne’nin göğüslerinden besleniyorum.”[14]