her gün…

endişe

Endişe, şefkatin yolunu kesen bir bağlımlılıktır. Endişe, dizginlenemez gibi gözüken bir sorundur. Bu sorun, fazlasıyla ilerlemiş uygarlığımızın yapısından kaynaklanabilir ya da ruhsal bozulmuşluğumuzun bir göstergesi olabilir; kaynağı ne olursa olsun, endişenin yararlı olmadığı açıktır. O, duygulara musallat olmuş bir kanserdir. Zihni ve bedeni yiyip bitirir. ‘Düşünme artık şunu‘ demenin bir faydası yoktur. Bu, sadece daha …

devamı…

uyumlanma

Gökyüzü ufuk çizgisini kucaklar. Profil ne kadar çıkıntılı olsa da, Gökyüzü tümüyle uyum gösterir ona… Nerede olursanız olun, gökyüzü hep ufukla buluşur. Yeryüzünün yüzeyine mutlak bir şekilde uyar. Yeryüzündeki ve gökyüzündeki değişiklikler bu kusursuz uyumu etkilemez. Hava bulutlu olabilir, gece olabilir, ufukta dağlar, ağaçlar hatta binalar olabilir ancak bu ilişki hep aynı kalır. Yaşamın sunduğu …

devamı…

uyuşmazlık

Kuşlar çok yüksekten uçtuklarında İyi şarkı söyleyemezler. Kendimizi çevremizdekilerle uyumsuz hissettiğimiz, bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettiğimiz zamanlar vardır. Bu durumda kafamız karışıktır ve ne yapacağımızı bilemeyiz. Bu hal bazen bir gün, bazen de haftalarca sürer. Kendimizi böyle hissettiğimiz zamanlarda yaşamla bütünleşemeyiz, ya da bazen metaforik olarak söylendiği gibi ‘yaşam başka bir yere akıp gitmiştir‘. Dışımızdaki …

devamı…

doruk

Irak sırtlar, uzaklardaki bulutlar Tüm olup bitenler belli bir mesafeden gelir. Yüksek bir hakim noktadan Geleceği haber vermek mümkündür. Öngörülü olmak kehanet değildir. Üstünlük sadece kişinin yeteneklerini en iyi şekilde kullanması ve doğru bir konumda bulunmasıdır. Örneğin, dağların yüksek yerlerinde yaşayıp madde bağımlılığıyla, entellektüellikle, bozuk bir sağlık ve açgözlülükle gözleri körleşmemiş bir insan, olayları belli …

devamı…

faydalanma

Uçurtmalar rüzgarın gücünü kullanır, Niyetimize göre hareket ederler. Ne var ki değiştiremezler rüzgarı… Birisi uçurtmayı istediği şekilde alçaltıp, yükseltip döndürüp uçurur. Bu konuda uzman olan birisi sonunda uçurtmalardan birisi kontrolünden çıkana dek iki uçurtmayı da aynı anda uçurabilir. İpin ucundaki o devasa çekişi hissederek uçurtma uçurmak çok keyifli bir deneyimdir. Bazen rüzgar o kadar kuvvetli …

devamı…

bağlantı

Yanından geçer av kaplanın. Bazen yalnızca bakan, Bazen saldıran duraksamadan, Asla eyleme geçmekte tereddüt etmeden. Yaşam sürekli arkası gelen bir fırsatlar dizisidir. Eğer biz önümüze gelen şeyleri almak için uzanmazsak, karşımıza çıkan fırsatları kullanmazsak, yaşamın öz doğası ile uyum içinde olamayız. Kaplan için de aynı şey geçerlidir. Önüne çıkan durumlara uyarlar kendini. Bir av olduğunu …

devamı…

savunma

Çemberine giren şeytanlar dışarı atılmalıdırlar. Hangi dünyada yürürseniz yürüyün -ofiste, okulda, tapınakta, cezaevinde ya da sokaklarda- orada şeytanların mesken tuttuğu bir yeraltı vardır. Para canlısı, saldırgan, sadist ve alaycı insanlar vardır. Bunlar yalnızca hiçbir vicdan azabı duymadan başkalarını kullanmakla kalmazlar, yaptıklarından haz bile duyarlar. Başkalarının acı çektiğini görmekten zevk alırlar. Neden böyle olduğunun yanıtı yoktur. …

devamı…

içkinlik

O, her yerdedir. İçten olandan uzak tutulamaz O. Ne zaman, ne yer, ne de kültür, hiçbir şey içten bir arayıcı için engel oluşturmamalıdır. ‘Mutlak Olan’ bizi kuşatır; bağlantı kurmak için yalnızca rehberliğe ve anlayışa gereksinimiz vardır. O, ezoterik bir şey değildir, tam buradadır. Ustalar her zaman buna imada bulunurlar. Onlara göre, kitap okumaktan tiyatroya gitmeye, …

devamı…

yönlendirme

Gezegenler güneşin etrafında döner; Biçimler ise zihnin. Biz kişiliklerimizdeki farklı yönlerin bir araya gelip somutlaşmış haliyiz; bunlar bizim formlarımız, şekilleniş biçimimizdir. Eğer dikkatli olmazsak bu karmaşıklık kafamızı karıştırabilir. Hiçbir parçamızı yadsımamalıyız. Onları düzenlemeliyiz. Bütün ögelerin bir yeri, bir işlevi vardır – sadece doğru bir bağlam içine yerleştirilmelidirler. Çok çeşitli yönleri olan bir kişilik, bazı yönlerin …

devamı…

yaralar

Kuru kildeki izler yalnızca kil tekrar yumuşadığında silinir. Benlikteki izler de kişi tekrar yumuşadığında kaybolur. Yaşamımız boyunca, ama özellikle gençlik dönemimizde pek çok yara alırız. Bunların bir kısmı şiddet, taciz, tecavüz ya da savaşın sonucudurlar. Diğerleri ise kötü eğitimden kaynaklanırlar. Pek azı da alçakgönüllülük ya da başarısızlıktan doğmuştur. Ve daha nice nedenlerle yaralanırız. Bu yaraları …

devamı…