Mektup #11

12 Mayıs 2001

Selam olsun…

~~~~

Sevgi buz formunu epey eritir ama ikilik devam eder — seven ve sevilen ikilisi. Oysa ‘aşk’ bunu sağlar düşüncesindeyim. Aşkta da ikili var ama seven sevilen ikilisi ‘yok’. Gül de O, bülbül de O olunca ‘aşk’ tamam olur. O zaman ‘tek’ kalır…” diye yazmışsın.

~~~~

Hep dediğimiz gibi, her kelime yüklenilen manayı taşıyabilir ancak. Haklısın, ‘sevgi‘ adına yaşananda ikilik var, hem de en yoğun seviyede. Ancak sevgi denildiğinde benim içimi titreten ise böylesi bir cağrışım değil. Benim dilediğim sevgi hali, o ortak alanın farkındalığı, bilimin bulgusuyla o ‘kuantum‘ alanına dalış…

İki‘de yaşanan sadece ‘bir‘e olan özlem, ama ne yazık ki bütünlemiyor, daha da parçalıyor çoğunlukla. Sonsuz enerjiyi iki kutuplu kapalı bir devrede devindirmek mümkün mü!? Devre yanıyor, hatta kutuplar da! Ve sanki bu yangının adı ‘aşk‘, dayanılmaz çekimi ile… Ve sanki bu çekimi ile en büyük tuzak… ‘Bir‘i birinde ve biriyle bulacağına inanmak!

Oysa asıl ve asal özlem, birinde veya biriyle degil, her şeyde ve her şeyle aşkı duymaya olmalı. En sıradanda olağanüstüyü görmek, yaşamın mucizesini daha ve daha çok hissetmek. İlk an‘ın heyecanını yaşatmak her an‘da. ‘Merhaba‘nın coşkusunu yitirmeden veda edebilmek kişilere, olaylara…

Niyet‘te net ve içten olmaya çok inanıyorum. Niyetime bağlı olarak şekilleniyor hayatım, niyetimle değişiyor ‘ben‘ dediğim.

Dediğin gibi kat kat realitenin bir arada var olduğu bu boyutta dengeyi korumak çok zor! Her birimiz kendimizce katılıyoruz yaşama, kendimizce tepkilerle. Ben ‘uyum‘u seçtim bir şekilde. Olabildiğince kutuplaşmamaya çalışıyorum gündelikte. Asla ‘hallettim‘ diyemiyorum, mümkün mü, ama sarsıldığım anda içimdeki o sarsılmaz noktayı yakalamaya çalışıyorum. Bin laf edebilecekken, susup gülümseyebiliyorum çoğu olayda. Ama bu duyarsızlık değil, inan. Tesirimizi oluşturan salt bedensel tepkilerimiz değil şüphesiz. Düşünce, duygu, vs. sayısız alanda birbirimizi daha da yoğun derecede etkilediğimize inanıyorum. Kişi ‘huzur‘da ise, fazlaca bir şey yapmasına gerek yok, huzuru yayacaktır her haliyle.

Anlık, kesin, keskin bir değişim yaşamak adına sabırsızlığımı da terketmem gerektiğini biliyorum. ‘Hal‘e ermek iğne deliğinden sızan suyun sonsuz bir kabı doldurduğu an‘a erişmek sanki. Yapabileceğim sadece o suyun sızmasına izin vermek — kanalın tıkanmamasına adına ‘tortu‘larımın farkındalığı içinde.

Akışın sürmesi dileğimle,

Ve sevgiyle…

 

sonraki mektup